Artvin Evde Masaj Hizmeti-Masöz Buse
Artvin Evde Masaj Hizmeti-Masöz Buse
Artvin Evde Masaj. Sabah kalkınca “Bugün de göremeyeceğim!” diyor, akşam “Gene göremedim!” diye yatıyorum. Bu uzun günlerde mutlu olduğum tek bir an yok. Hep acı, hep üzüntü, hep yoksunluk! Ve bu acıların hepsi de benim mutluluk beklediğim bir yerden geliyor! Ölümüme neden olacak bu kedere bir de sizin çektiklerinizi düşünerek düşmüş olduğum sıkıntıyı ekleyin, o süre anlarsınız bir ihtimal ne durumda olduğumu. Her an düşlerimdesiniz, sizi her düşleyişimde perişan oluyorum. Sizi kederli, tasalı görsem, dertleriniz benim de derdim oluyor; avunmuş görürsem, benim dertlerim artıyor. Her durumda keder, her durumda üzüntü. Ah! Aynı yerde olduğumuz günler! Bu şekilde değildi o günler! Her şey keyifliydi o zamanlar.
Sizden uzak olduğum saatler bile sizi göreceğimi bildiğimden güzelleşirdi. Özlem zamanı akıp gider, beni size yaklaştırırdı. Beraber olmasak da ben gene sizinleydim. Görevlerimi yaparsam size daha yaraşır biri oluyor, bir sanat eserıyla uğraşsam kendimi size birazcık daha beğendireceğimi umuyordum. Bu çevredeki eğlenceler beni sizden uzaklaştırsa da sizden ayrılmış değildim gene de.
Artvin Evde Masaj Hizmeti-Masöz Buse
Artvin Evde Masaj . Tiyatrodayken sizin nelerden hoşlanabileceğinizi düşünür, konsere gitsem sizlerin de ne güzel çaldığınızı, birlikte o tatlı çalışmalarımızı hatırlardım. Bir toplantıda, bir gezintide hep size benzeyen birini arardım. Sizi her şeyle karşılaştırır, hepsizi üstün bulurdum. Günün her anı aşkıma yeni bir şey katar, her akşam ayaklarınıza sererdim onu. Şimdi nem kaldı benim? Kederli anılar, bitmek bilmeyen yoksunluklar, birazcık ümit… Onu da Valmont’un suskunluğu azaltıyor, sizin suskunluğunuz ise değiştirip yeni bir üzüntü oluşturuyor.
Aramızda olsa olsa on fersahlık bir mesafe var. Kolayca aşılabilecek o yol, yalnızca benim için aşılmaz bir engel oluyor! Bu engeli aşmak için dostuma yalvarıyorum, sevdiğime yalvarıyorum, ikisi de aldırmıyor, ikisi de gelmiyor yardımıma! Yardımıma gelmek şöyle dursun, cevap bile vermiyorlar. Hani severdi beni Valmont? Hani her fırsatta dostluğunu gösterecekti! Hani siz severdiniz beni de birbirimizi her gün görmemiz için bir yol bulurdunuz? Ne oldu sizi pek becerikli kılan o duygularınız?