Artvin Masaj Salonu Masöz Ebru

Artvin Masaj Salonu

Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı’nın ilk basımından bu

yana dünya bir hayli değişti. Hayat artık daha Artvin Masaj Salonu 

karmaşa, daha stresli, daha zorlayıcı. Sanayi

Çağı’ndan –tüm o derin neticelarıyla birlikte– bilgi

İşçisi Çağı’na geçtik. Kişisel yaşantımızda, ailemizde

ve çalıştığımız kurumlarda, bundan on veya yirmi yıl

önce hayal bile edemeyeceğimiz zorluklar ve

sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu zorlukların yalnızca

boyutu değil, türü de çok farklı.

Toplumdaki bu hızlı değişimler ve dijitalleşmiş

küresel pazardaki sarsıcı kaymalar çok önemli bir

suali gündeme getirdi: “Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı

bugün de geçerli mi?” Hatta, “On, yirmi, elli, yüz senesonra da geçerli olacak mı?” Bana sıklıkla sorulan bu

soruya yanıtım: değişiklik ne kadar büyük ve mücadele

ne kadar sıkıntılı olursa, alışkanlıkların geçerliliği de o

kadar artar. Sebebi: Evrensel nitelikteki sıkıntı ve

sorunlarımız gitgide büyümektedir. Çözümleri ise

tarih süresince her kalıcı refah camiasının paylaştığı

evrensel, zamanı geçmeyen, apaçık ilkelere dayalıdır

ve hep öyle olacaktır. O ilkeleri ben icat etmedim,

üstlerinde hak iddia ediyor da değilim. Ben yalnızca

onları tanımladım ve mantıksal bir çerçeveye oturtarak

düzenledim.

Artvin Masaj Salonu

Yaşamım boyunca öğrendiğim en derinlikli

şeylerden biri de şudur: En büyük arzularınızı

gerçekleştirmek ve en büyük mücadelelerinizin

üstesinden gelmek istiyorsanız, aradığınız sonuçlara

hükmeden ilkeyi veya organik yasayı saptayın ve

uygulayın. Hepimizin bir ilkeyi uygulama biçimı büyük

ölçüde farklı olacak ve kendimize özgü güçlüyanlarımız, hünerlerimiz ve yaratıcılığımızla

belirlenecektir; ama sonuçta, her türlü çabada başarı

daima o başarının bağlı olduğu ilkelerle uyum içindehareket etmekten gelir.

Pek çok fert, minimumından bilinçli olarak bu şekildedüşünmez. Aslına bakarsak, ilkeye dayalı çözümlerin, popüler

kültürümüzün yaygın uygulamaları ve düşünme tarzıyla

tam bir karşıtlık oluşturduğunu gitgide daha iyi

anlayacaksınız. İzin verirseniz bu tezadı,

karşılaşmış olduğumız en yaygın insani zorluklardan birkaçıyla

izah edeyim.

Vehamet ve güvensizlik. Günümüzde bir çok birey bir

korkuyla pençeleşiyor. Gelecekten korkuyorlar. İş

yerinde savunmasız kalabileceklerini hissediyorlar.

İşlerini ve ailelerine bakma olanağını yitirmekten

çekiniyorlar. Bu savunmasızlık, çoğu süre, risk

almadan yaşamak ve hem iş yerinde hem de evde

başkalarına bağlarımlı olmak gibi bir teslimiyeti

pekiştiriyor. Kültürümüzün bu soruna ortak cevapı,

gitgide daha fazla bağlarımsız olmaktır. “‘Bana ve

benim olana’ odaklanacağım. Kendi işimi yapacağım

ve iş haricinde bana hakikaten keyif veren şeylerle

ilgileneceğim.” bağlarımsızlık önemli, hatta yaşamsal bir

değer ve başarıdır.